Genel
Ekolojik Eğitimle Yeni ve Sağlıklı Bir Dünya Yaratıyoruz
Doğanın ve onunla bütüncül, uyum içinde yaşamanın önemini daha iyi keşfettiğimiz bugünler, bizlere gelecek için atacağımız adımlar konusunda da ipuçları veriyor. Eğitim; iyi ve kaliteli bir yaşam, daima olumluya evrilen bir gelecek için en önemli araç. Bu nedenle eğitimin içinde farkındalıklarımızdan beslenen değerleri güçlendiriyoruz. Ekolojik eğitim, Dünya’nın ömrünü uzatmak, yaşanır ve sağlıklı bir “yuva”da varlığımızı sürdürebilmek adına olması gerekenlerin başında geliyor. Ekoloji, doğa ile bütünleşik, sürdürülebilir bir yaşam kültürünün temel basamağı olarak eko – sistemleri, yani doğal yaşam alanlarını ve bu alanlarda yaşayan tüm sistemleri kapsıyor.
Kalev olarak geleneklerimizden beslenen, yalnızca bilgiye ve mesleki yönelimlere değil daha iyi bir dünya için şekillenen eğitim sistemimizde çocuklara verdiğimiz ekoloji bilincini de güçlendirmeye devam ediyoruz. Zamansal ve mekânsal olarak biraz farklı bir sürece girmiş olsak bile tam da bu dönemde sürdürülebilir yaşam, permakültür, tarım toplumu gibi değerli kavramların içeriğini çocuklarımızla paylaşıyoruz. Tüketim yerine üretimi, kaynak kullanımındaki özeni; enerji ve doğal varlıkların taşıdığı önemi eğitim sistemimizin daima en başında olması, bu süreçte de farkındalığı yüksek nesiller yetiştirmemizi sağlıyor.
“İnsan ile doğa arasında, sömürüye değil, ortaklığa ve iş birliğine dayalı yeni bir denge kurulmalıdır.”*
Doğayı karşımızda ya da her an emrimize hazır bir noktada değil, içinde yaşarken korumak ve uyumla hareket etmemiz gereken bir yaşam formu olarak gördüğümüz zaman eğitimden kültüre, sanattan ekonomiye birbirinden farklı ama aslında temeli oluşturan bütün sistemlerin de güçleneceğinin farkındayız. Kalev olarak okul içi alışkanlıklarımızda olduğu gibi çocukların okulun dışındaki hayatlarını da bu bilginin itkisiyle şekillendirmesini sağlıyoruz. Permakültürün anlamını bilen, eko – sistemin her parçasına değer veren çocuklarımız gelecekteki daha güzel ve umutlu dünya düzeninin kurucuları olarak yetişiyor.
Deneyimle öğrenen ve keşfettiklerini yaşamlarının parçası yapan çocuklar; görerek, duyarak, koklayarak, tadarak ve hissederek öğreniyor. Bunun yaşayarak öğrenme modelinin en temel parçası olması hem kalıcı hafıza hem de öğrenilen bilgilerin pratik yaşamda işlevsel hale gelmesi açısından önemli. Ekoloji dersinde çocuklarımız, doğadaki yaşam formlarına ait döngüyü, permakültürü ve onarıcı tarımı öğreniyorlar. Bu sayede gereksinimler değişse de doğanın biricik olduğu gerçeğinden uzaklaşmıyorlar.
*Erich Fromm, Sahip Olmak ya da Olmak
Yoruma kapalı